O karanlık odanın içinde, Alex Grey’in parıltılı gözleri seni hemen avını sarmış yırtıcı gibi kavrıyor. Sinsi bir vampir havasıyla yaklaşıyor, niyeti apaçık; seni parçalayacak kadar vahşi ve acımasız. Dudakları ısırıyor, sertçe amcığını keşfetmeden önce elleri vücudunu didikliyor. Tenin onun dokunuşuyla titriyor, arzunun ateşi hemen harlıyor. Yavaş yavaş gömüyor yarak başını içine, ağzının sıcaklığı çılgınca emiyor seni, diliyle derinlere doğru inip çıkarak hırçınca oynuyor. Nefeslerin kesiliyor, zaten sıkıca tutulan bedenin daha da gerginleşiyor.
Alex Grey sert hareketlerle üstüne atılıyor; elleri kalçalarını sıkıyor, anından vazgeçmeyecekmiş gibi deli divane köklüyor seni. Amcığından derin derin nefesler alırken avucuyla haşince masaj yapıyor sakso başına. İçine doldukça inleme seslerin odada yankılanıyor; o vampirin tüm karanlığıyla sana hâkim oluşu, nefret ve şehveti aynı anda körüklüyor. Kalçasını günbegün ritmine uydurman için zorlayınca kendini fazla tutamayıp tamamen teslim oluyorsun.
Birden hızını artırıyor, kaba kuvvetle içeri dalıyor; alt bedenin her hareketinde kan ter içinde kalıyorsun. Kafanı geri atıp bedensel sarsıntıları hissederken bütün vücudun sınıyor ondan gelen dayanılmaz zevkin pençesine. Arzunun sınırları yıkılıyor, sen içinde kıvranırken o hem dişlerini amcığına geçirip hafifçe ısırıyor hem de azgınca içine yükleniyor.
Sonunda doruklara ulaşırken bedenin kasılıyor; ağzından yüksek inlemeler taşarken Alex Grey seni son kez sertçe boşaltıyor. Karanlıkta kalan bu kirli anlar zihninde ömür boyu yanmaya devam edecek kadar yoğun ve çılgınca yaşanıyor…